Toplumcu Hukukçular Kulübü, avukatların meslek yaşamlarında karşılaştıkları baskı ve tehlikelere dikkat çekmek amacıyla organize edilen “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, geleceğin hukukçuları olarak bu önemli günde hukuk öğrencilerinin sesinin duyurulmasının önemli olduğunu ve yeni bir geleneğin başlatılması için bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamanın tam metni:
Zinciri Kırmak İçin
24 Ocak 1977 tarihinde İspanya’nın başkenti Madrid’de Franco yanlısı aşırı sağ unsurlar tarafından işçi avukatların toplantısına yapılan silahlı terör saldırısı sonucu 4 avukat hayatını kaybetmişti. Katliamın meydana geldiği ortam öyledir ki; siyasi ortamın lehlerine olduğunu düşünen saldırganlar saldırının ardından şehri terk etmeyi bile düşünmemişlerdir.
Tarihe “Atocha Katliamı” olarak geçen bu olay bütün avukatlar açısından önemli bir geleneğin başlangıcı olmuştur. Sebebi ise “Avukatlar olmasa İtalya’yı çok daha rahat idare ederdim.” diyen Mussolini ile bu katliamın sorumlusu Franco’yu ve daha birçok faşist diktatörü birleştiren adaletsizlik zincirine karşı konumlanan ve konumlanmak zorunda olacak olan avukatların zincir kırıcı rolünün farkına varmasıdır.
Her yıl katledilen avukatları anmak ve bu geleneği devam ettirmek amacıyla adaletsizlik zincirinin o sene adresi olan ülkede tehlike altında olan avukatlarla dayanışmak için eylemler yapılıyor.
Avrupa Demokrat Avukatlar Birliği (AED) ve Dünyada İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Avukatlar Birliği (ELDH) ile Avrupa Barosu İnsan Hakları Enstitüsü (İDHAE) tarafından bu sene “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü” Türkiye’deki avukatlara ithaf edildi.
Daha önce 2013 yılında Türkiye’deki avukatlara ithaf edilmişti. İkinci kez gerçekleşen bu durum karşısında sorulması gereken soru bizce “Neden ikinci defa oluyor?” yerine “Üçüncüsü olacak mı?” dır. Çünkü bu beklenmeyen bir sonuç olmamıştır. Geçtiğimiz Ekim ayında dergimizi “Savunmaya Kendi Haklarımızdan Başlıyoruz” kapağıyla hukuk öğrencilerine sunmuştuk. İçindeki bir yazıda ise “… Öyle ki her yıl farklı bir ülkenin avukatlarına ithaf edilen ‘24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü’ nün önümüzdeki senelerde adresinin Türkiye olabileceği yakın bir ihtimal gibi durmakta.” demiştik. Bu tespiti yapmamızın sebebi ise avukatlara silah doğrultulmasından tutun duruşmasından gözaltına alınan, tutuklu yargılamalarla sindirilmeye çalışılan avukatlara yönelik baskı yöntemleridir.
1977’de işçi avukatları hedef alan faşizm bugün ülkemizdeki her toplumsal davada büyük bir disiplin ve kararlılıkla yerini almış olan; işçi cinayetleri, kadın ve Lgbt+ cinayetleri karşısında kayda değer bir pratiğe sahip olan avukatlığı hedef almakta.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu 24 Ocak’ta Türkiye’deki tüm baroları İstanbul’da büyük bir eylem yapmaya davet etti. Elbette bunun şimdi yapılmasına yönelik eleştirilerimiz saklıdır.
Ancak bizim işaret etmek istediğimiz nokta, bu eylemin hukuk öğrencilerinin yaşadığı ve yaşayacağı sorunlar açısından da önemli bir kanal olmasıdır.
Bugün staj, avukatlık sınavı, mesleğin itibarı ve bunun gibi birçok sorun hukuk öğrencilerinin derslerinin üzerine binen bir yük halindedir.
Bu yüzden geleceğin hukukçuları olarak bu önemli günde sesimizi duyurmak, belki de hukuk öğrencileri için yeni bir geleneği başlatmak açısından bu fırsatı değerlendirme çağrısında bulunuyoruz!
Toplumcu Hukukçular Kulübü
Yanıt Yazınız