Röportaj: 2021 Yılında Hala Kalacak Yer Bulamadığımıza İnanamıyoruz!

Öğrenciler, yaklaşık bir haftadır ülkenin gündemini problemleri doğrultusunda belirliyor. Barınamayan öğrenciler, pek çok ilde park ve meydanlarda taleplerini dile getirip muhataplarına ve kamuoyuna sesini duyurmaya çalışıyor. Taleplerini dile getiren gençleri temsilen Öğrenci Sendikası ile Akşam Nöbetleri hakkında konuştuk.

Hukuk Ötesi: Öncelikle ülkemizde öğrenci olmanın zorlukları hakkında gözlemlerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?


Öğrenci Sendikası kuruluşundan beri öğrencilere dair üç temel problem tanımlar: Geleceksizlik, özgürlük, öğrenci hakları. Özel okulların artması ve devlet okullarının niteliksizleştirilmesi, eğitimin dinselleştirilmesi gibi yürütülen politikalar; öğrencilerin mezuniyet sonrası için bir plan yapamamasına yol açmış, diplomalı işsizlik gibi tanımlar yaratmıştır. Bu da geleceğimiz hakkındaki kaygılarımızı had safhaya taşımış ve çoğu öğrenciyi umutsuzluğa götürmüştür.


Fikir, ifade, bilgi alma, kaynaklara erişim gibi sayısız özgürlüğümüz; birçok toplumsal kesim gibi, öğrencilerin de elinden alınmaktadır. Belli bir zihniyet tarafından belirlenen müfredatlar, kayyumlar ile yönetilen okullar, bilimsel ve özgür akademik ortamın sağlanamadığı üniversiteler bu sorunun en net görüldüğü alanlardan bir kaçıdır.


Okullarına atanan “kayyum rektörler” yerine demokratik haklarını kullanarak seçim isteyen, aşağı bakmayan öğrencilere uygulanan şiddet, yapılan müdahaleler ile Boğaziçi Direnişi, Türkiye’deki öğrenci hakkı ihlallerinin en gözle görülür dönemlerinden birini yaşadığımızı göstermektedir. Öğrencilerin muhalif her eyleminde gözaltı, soruşturma ve uzaklaştırmalar ile bastırılması özgürlük sorunumuzla da kesişen bir öğrenci hakkı problemidir. Öte yandan; kira, yurt, yemek, ulaşım, elektrik, su, internet gibi en temel ihtiyaçlarımız için her sene zam üzerine zam uygulanan ödemelerimiz de yaşamımızı zorlaştıran etkenlerdendir.

Hukuk Ötesi: Bahsettiğiniz pek çok konu içinden eylemlerin özellikle ‘barınma’ meselesi üzerinden büyümesinin sebebi nedir?


Öğrencilerin geçmiş yıllara göre öncelikleri farklılık arz ediyor. Öğrenciler için öncelik artık kaliteli eğitim, eğlence, kültürel aktiviteler yerine geçim sıkıntısı, barınma gibi çok daha elzem konular. Yaklaşık bir buçuk senelik bir uzaktan eğitim süreci yaşadık. İki haftalığına tatil edilen okullarımızın açılış tarihini öğrenemediğimiz için imkanı olan sıra arkadaşlarımız yaşadıkları evlerden ve yurtlardan ayrılarak memleketlerine döndü. İmkanı olmayan arkadaşlarımız da sözleşme fesih bedeli, cayma bedeli gibi ücretler ile “iki haftalık tatil” boyunca kira veya yurt ücreti ödemekten kurtulabildi. Bu durum da şehirlerde büyük bir emlak boşluğu yarattı.


Geçtiğimiz aylara kadar uzaktan-yüz yüze eğitim arasında gidip gelirken geçtiğimiz seneye yakın olan kiralar, ansızın gelen yüz yüze eğitim haberi ile kimi şehirlerde %100’e kadar zamlandı. Evlerini ve yurtlarını boşaltmış olan öğrenciler de en baştan bir yer bulmak durumunda kaldı. Lakin toplamda yaklaşık yedi yüz bin kişilik KYK yurtları, 8 milyon öğrenciye şaşırtıcı (!) bir biçimde yetmedi. Kira desteği sunmayan veya kiralarda bir üst sınır uygulamayan yetkililer, her sorunda olduğu gibi bunda da öğrencileri yalnız başına bırakmayı seçti.


Hukuk Ötesi: Öğrenci Sendikası ‘barınma’ sorunu için neler söylüyor?

Barınma, henüz okullar da tam olarak açılmamışken önümüzde duran en büyük sorun. KYK ve okul yurtları, hem nicel olarak yetersiz hem de niteliksiz. Yurtlardan umduğunu bulamayan öğrenciler çareyi eve çıkmakta buluyor fakat penceresi, havalandırması bile olmayan kutu gibi evlere, herhangi bir denetleyici kurum veya önleyici hukuki engel bulunmadığı için inanılmayacak derecede yüksek fiyatlar biçiliyor. Tüm bunların yanında devletin bizlere -sonradan ivedilikle talep etmek üzere- verdiği para aylık 650 TL. Hal böyle olunca, barınacak bir yer temin etmekte zorlanan öğrencilerin büyük bir kısmı (çoğu güvencesiz şartlarda) bir işte çalışmak zorunda kalıyor.


Akşam Nöbetleri ile barınamayan öğrenciler, kamuoyunun ilgisini barınma sorununa çekmeye başladı. Öğrenci Sendikası, öncülük ettiği bu süreçle ‘barınamayan öğrencileri’ ve destek olmak isteyen herkesi bulunduğu şehirde park, bahçe ve meydanlara çağırıyor. Önce sadece birkaç ilde başlayan eylemler, 15’e yakın ilde ses buldu. Her akşam saat 21’den 24’e kadar on binlerce insan, meydanlarda barınamayan öğrencilerin taleplerini dinlemeye devam ediyor. En demokratik taleplerini dile getiren öğrenciler, çoğu ilde polis baskısına maruz kaldı. Eyleme katılan öğrencilerin, hatta desteğe gelen vatandaşların bile aileleri arandı.

Hukuk Ötesi: Akşam Nöbetleri parklarda ve meydanlarda devam ederken halktan nasıl tepkiler alıyorsunuz?


Öğrencilerin sorunları, ülkenin sorunlarından farklı değildir. Bu ülkede herkesin yoğun bir şekilde hissettiği yoksulluk, açlık, umutsuzluk, gericilik gibi sorunlar var. Bizler, gençliğin dinamik yapısı sayesinde bu sorunları görünür kılabiliyoruz. Sokaklarda, meydanlarda bizleri gören vatandaşlar, bize destek olmanın ötesinde, kendi sorunlarını da bizim söylemlerimizde bulabiliyor. Nasıl ki şu an 650 liralık kredi ile bir öğrencinin geçinebilmesi mümkün değilse, asgari ücretle de bir kişinin/ailenin geçinebilmesi mümkün değil.


Sorunlarımızın aslında kendilerinin de sorunları olduğunu fark etmeye başlayan yurttaşlar, bizleri de kendi evlatları, arkadaşları gibi görmeye başlıyor. Bundandır ki pek çok ilde eylemlerini gerçekleştiren arkadaşlarımıza çevre halk destek ziyaretlerinde, yiyecek-içecek ve battaniye yardımında bulunuyor. Bu eylemlerin, toplumun her kesimi tarafından sahiplenilip taleplerin daha gür bir sesle dile getirilmesi, mücadelenin kazanımlarını çok daha çabuk ve etkili kılacaktır. Bu sebeple herkesi barınamıyorum, ev kiramı ödeyemiyorum, geçinemiyorum diyen öğrencilerin sesini yükseltmeye, mücadelelerine omuz vermeye çağırıyoruz.

Hukuk Ötesi: Peki Öğrenci Sendikası olarak bu sıkıntılara getirdiğiniz somut çözüm önerileri nelerdir?


Eylemlere başlarken kullandığımız ilk sloganlardan biri ‘2021 Yılında Hala Kalacak Yer Bulamadığımıza İnanamıyoruz’ idi. Gerçekten de öğrencilerin, insanlık onuruna yakışan yerlerde barınma hakkına hala ulaşamamaları akıl alır bir durum değil. Çünkü bu koşulları sağlayacak bütün fiziki imkanlara sahibiz. Aslolan, bu imkanların nereye ve nasıl harcandığı. Taleplerimizin hepsi, kamu kaynaklarından rahatça karşılanabilecek gerçekçi taleplerdir. Yeter ki meclis ve iktidar, taleplerimizi çözme konusunda bir adım atsın.

Yaşadığımız sorunlar ne kadar yakıcı olsa da çözümleri, tıpkı taleplerimiz gibi oldukça makul ve basit:

  • Barınma bir lüks değil, ihtiyaçtır. Bu sebeple KYK yurtları ücretsiz hale getirilmelidir.
  • Mevcut KYK yurtları fiziken daha nitelikli hale getirilip, mülkiyeti kamuya ait olan ve kullanılmayan yapılardan, öğrenci kontenjanları ile uyumlu öğrenci yurtları inşa edilmelidir.
  • Fahiş kira artışları denetlenmeli ve bu fiyatlara üst sınır konulmalıdır. Mülk sahiplerinden artan kira geliri oranında vergi alınmalıdır.
  • Yurt imkanlarından faydalanamayan öğrencilere aylık kira yardımı ve fatura desteği sağlanmalıdır.

Hukuk Ötesi: Öğrenci Sendikası’nın bundan sonraki süreçlerde tavrı ne olacaktır?


Çoğu okul henüz açılmamış olmasına rağmen kitlesel bir ölçeğe ulaşan eylemler, önümüzdeki aylar için bizlere bazı ipuçları veriyor. Türkiye’de politikalar, pek çok konu başlığı gibi eğitimi de vahim hale getirmiştir. Okullarımız; paranın, rantın, gericiliğin ve cinsiyet eşitsizliğinin egemen olduğu kurumlara evrilmektedir. Tarihin bütün dilimlerinde olduğu gibi, tüm bu sorunlara gerekli tepkiyi ve cevabı verecek olan da en başta gençliktir. Eylemlerimiz, gençliğin ve kendi sorunlarını gençlikte bulan halkın bu konuda ne kadar hızlı ve etkili tavır alabileceğini göstermeye devam ediyor.

Akşam Nöbetleri, taleplerimiz toplumda ve siyasi arenada yankı bulana ve barınma ihtiyacı gibi en temel ihtiyaçlarımızdan biri karşılanana dek devam edecektir. Bizim, bütün haklarımızı kullanabilmemiz için öncelikle başımızı sokabileceğimiz bir evimizin/yurdumuzun olması lazım. Öğrenci Sendikası olarak ilk hedefimiz, bu eylemlerin ülkenin her yerinde büyüyerek çoğalmasıdır. Eylem çeşitlilikleri açısından, mücadele eden arkadaşlarımızın her bölgede yaratıcılıklarını kullanmasını istiyoruz. Ve biliyoruz ki, bu konuda yapabileceklerimizin / hayal gücümüzün sınırı yok. İnsani koşullarda barınamayan tek bir öğrenci kalmayana dek herkesi Akşam Nöbetleri’nde öğrencilere destek olmaya çağırıyoruz.