İnsan Hakları Üzerine 5 Film – Yaşama Hakkı ve Kişi Dokunulmazlığı
İnsan Hakları Haftası vesilesiyle hazırlamayı düşündüğümüz “İnsan Hakları Filmleri” listesi, insan hakları kavramının genişliği nedeniyle 5 film ile sınırlayamayacağımız bir hal almıştı ki; insan hakları kavramının bu genişliğini bir avantaja dönüştürmek aklımıza geldi. Böyle yaptığımız durumda, belirli periyotlarla insan haklarının farklı katagorilerinde ele alabileceğimiz filmleri ayrı ayrı listeler ile sizinle paylaşabilecektik.
Yukarıdaki nedenlerle, konuyu sınırlandırmamız neticesinde, ilk listemizi yaşama hakkı ve kişi dokunulmazlığı kavramı üzerinden yapmayı kararlaştırdık.
En temel insan haklarından biri olan Yaşama Hakkı ve Kişi Dokunulmazlığı; en geniş anlamıyla, kişinin vücut bütünlüğünün korunmasını ifade eder. Kişinin hem beden ve ruh bütünlüğüne dokunulmaması, hem de kimseye işkence yapılamayacağı bu hakkın kapsamındadır. Yine, herkesin yaşama hakkının yasa ile güvence altına alınması gerektiği evrensel insan hakları metinlerinde yer alırken, bunun bir istisnası olan ölüm cezası tartışması yine bu hak kapsamında değerlendirilmektedir. Sözü daha fazla uzatmadan listemizde yer alan filmleri sizlerle paylaşalım:
5-İçimdeki Deniz
Aç Gözünü ve Diğerleri filmiyle hatırlayacağınız yönetmen Alejandro Amenábar’ın geniş kitlelerce sevilen filmi İçimdeki Deniz, Javier Bardem’in mükemmel oyunculuğu ile akıllara kazınıyordu. Ötenazi meselesini derinlikli bir şekilde işleyen film, Ramon Sampedro’nun 30 yıldır yatağa bağlı yaşamını konu alıyordu.
4-4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün
2007 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nün sahibi olan film, Romanya sinemasının son yıllardaki en iyi örneklerinden biri olarak dikkat çekiyordu. Kürtajın yasak olduğu Romanya’da geçen film, dört aylık bebeğini yasal olmayan yollardan aldırmaya çalışan bir genç kız ile onun arkadaşının hikayesini anlatıyordu.
3-Yeşil Yol
İdama mahkum edilen kişileri son yolculuğuna hazırlayan gardiyan Paul Edgecomb’un, idama mahkum edilen John Coffey’le yaşadıklarının anlatıldığı Yeşil Yol filmi, Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanarak yönetmen Frank Darabont tarafından beyazperdeye uyarlanmıştı.
2-Olimpo Garajı
Tarihin gördüğü en büyük insanlık dışı durumlardan biri olan işkencenin anlatıldığı film, Arjantin’deki askeri diktatörlük döneminde yaşanılmış gerçeklerden yola çıkarak yönetmen Marco Bechis tarafından unutulmayacak bir şekilde anlatılıyordu. İzleyenlerin uzun süre etkisinden kurtulamadığı bu kült film, hayatını kaybeden binlerce muhalif kişi için yakılmış bir ağıt.
1-Kayıp
1982 yılında Cannes’da Altın Palmiye Ödülünü Yılmaz Güney’in Yol filmi ile paylaşan film, Pinochet diktatörlüğündeki Şili’de Charles Horman isimli bir kişinin ortadan kaybolmasının ve eşinin onu aramasının hikayesini anlatıyordu. Usta yönetmen Costa Gavras’ın yönettiği Kayıp, gözaltında kaybedilenlerin hikayesini başarılı bir şekilde anlatıyordu.
Yanıt Yazınız