Yapılan TBB seçimleri sonucunda Avukatları son derece rahatsız eden ve hatta utandıran Metin Feyzioğlu devri sona erdi. Neredeyse hepimiz bir kabustan uyandık. Öncelikle Avukat camiasına geçmiş olsun. Uçuruma yuvarlanmaktan umarım kendimizi kurtarmışızdır.
Peki şimdi ne yapacağız?
Mesleğimizin sorunları, bu ülkenin hukuk, demokrasi ve ekonomik sorunlarından ayrı değil, onlarla iç içe. Bu nedenle, yoğunlaşmış, tortulaşmış sorunlara yeni seçilen bir başkanın, yönetimin çare-çözüm olması mümkün değil. Bu seçim sonucu yeni bir başlangıç olmalı. Geçmiş kötü deneyimlerden ders almış olmalıyız.
Çikarmamiz Gereken Dersler
Birinci ders; seçilen TBB Başkan ve yönetimi Süpermen (Yönetim Kurulu’na seçilen bir kadın meslektaşımızın anlayışına sığınarak teşbih yaptım) değildir. Bu mesleğin, ülkenin hukuk ve demokrasi sorunu esasen her bir avukatın kişisel sorunudur.”Başkan gelecek halledecek, Baro gelsin çözsün” beklentisinden kurtulmalıyız. Denedik, gördük ne Başkanlar ne de Barolar tek başına yaşanan güçlükleri çözemiyor. Avukatlar ile örgütlerin/Baroların işbirliği ile çözümler bulmamız gerekiyor.
İkinci ders; hiçbir başkan mesih değil. Seçim sonucuna sevinelim, memnun olalım ancak abartılı övgülerle yüceltmelere gerek yok. Seçilen yöneticileri, tapınmalı kurtarıcı olarak görmemeliyiz. Yoksa Feyzioğlu pratiğinde olduğu gibi bunlar bizlere facialar, kabuslar yaşatabilir. Baroların da TBB’nin de gerçek sahipleri, adalet ve demokrasi savaşının en ön cephesinde mücadele eden avukatlardır. Yöneticileri, bizim görevlendirdiğimiz memurlardır. Kimseye ederinden fazla değer vermeyelim, kimseyi putlaştırmayalım.
Üçüncü ders; seçip görevlendirdiklerimizi izleyelim. Seçtik bitti mi? Her şey birden güzel mi oldu? Böyle olsaydı önceki seçilenlerin sorunları çözmüş olması gerekirdi ve bu yaşadıklarımızı yaşamazdık. Yeni bir başlangıç her zaman yeni bir umuttur ama devamlılık gerektirir. Seçilenler, temsil edenler, yetkiyi alanlar; neyi, ne kadar, nasıl yapıyor? Emeğini, fikrini, mesaisini avukatlık mesleği, çağdaş hukuk ve demokrasiden yana mı kullanıyor? Yoksa göz boyama faaliyetinde mi? Seçtiklerimizi her an izlemek, denetlemek, uyarmak, süreçlere müdahale etmek bizim görevimiz. Boş verirsek, “seçtik bitti tamam” dersek sonuçları düne göre daha ağır olabilir.
Tbb’De Sahiden Bir Demokrasi Var Mi?
TBB’de demokrasiyi geliştirmeliyiz. Yürütmeyi sık sık demokrasi eksikliği ile eleştiren avukatların kendi mesleki örgütlerinde ne kadar demokrasi var? Bilindiği üzere TBB, temsili demokrasi ilkelerine dayalı, yani delegeler vasıtasıyla avukatlar TBB’de temsil ediliyor. Yani bir nevi siyasi vekalet uygulaması. İllerden seçilen delegelerin kendisini seçen avukatların istek ve iradelerine uygun biçimde TBB’de temsil yetkisini kullanması gerekli. Bunu yaparken de temsilci, kendisini temsilci atayanların iradesine uygun, şeffaf ve hesap verebilir biçimde temsil yetkisini kullanmalıdır. Bunun dışında temsil edenin günlük iradesi ne olursa olsun TBB delegesi mesleğin onurunu, avukatlık mesleğinin bağımsızlığını, hukukun mutlak egemenliğini savunmakla, tecelli ettirmekle yükümlüdür. Ancak uygulamada TBB delegeleri bu şekilde mi hareket ediyor geçmişte ve bu güneler yaşadık?
Seçime giren başkan adayları, yöneticiler ve delegeler arasında hangi pazarlıklar yaşanmaktadır? Kim, kime hangi amaçla oy vermektedir? Bunları özel bilgiler dışında delege seçen tabiri caizse düz avukatlar hiçbir zaman bilmemektedir. Bizim delege kime neden hangi gerekçe ile oy verdi sorusunun cevabı meçhuldür: Hani demokrasi demek şeffaflıktı? Delegelere tabiri caizse düz avukatlar gel bakalım sen bu seçimde kime neden oy verdin ya da vermedin diye sormuş mudur? Hiç sanmıyorum, ben de sormadım soranı da görmedim.
TBB seçimlerinde pazarlıklar, kulis, fis-kos türü sözleşmeler, kavilleşmeler olur. Ben buna enseye şaplak türü demokrasi, enseye şaplak türü seçim diyorum. Zira hiçbir delege beni seçenlerin iradesi neyse ben ona uygun davranayım demez. TBB seçimine gitmeden meslektaşlarını toplayıp; kime, neden, hangi gerekçe ile oy verip vermeyeceğini konuşup “tamam arkadaşlar ben sizin çoğunluk iradenize uygun şekilde oylamalara katılacağım, tavrımı koyacağım“ diyen bir tane TBB delegesi gördünüz mü duydunuz mu? Nerede katılımcılık, temsil edilen iradesine uygunluk, temsil edilen iradesine saygı? Belki ancak, kendisine seçime giren aday tarafından “sizin ile baro binası yaptıracağım, sizin baroya makam otosu göndereceğim” türünden cıvık popülist vaatlerle oy kullananlar olmuştur.
Onun dışında, meslek yararına şunları yapacağım meslektaş yararına bu çalışmalarda bulunacağım diye oy veren delege var mıdır merak ediyorum. Seçime giren adayların yönetim, disiplin, denetleme kurulu adayları bile seçim sabahına kadar sır gibi saklanmıştır. Nerede şeffalık? Nasıl demokratsınız siz? İşte bu enseye şaplak, ahbap çavuş ilişkisi demokratlığıdır. Bu zihniyetin TBB’de eski deyişle habis ur gibi yerleşmesini engellememiz şarttır. Kendi meslek örgütünde uygulamadığın demokrasi ilkelerini uygulamayan yürütmeye/iktidara da demokrasi eksikliği yönünden söz söyleme hakkın olmayacağını hatırdan çıkartmamak lazımdır.
Tehlike Geçti Mi?
Feyzioğlu dönemi bu mesleğin tarihinde kara ve kabuslu bir dönemdir. Feyzioğlu avukatlık için bir tehlikedir.
05.12.2021 tarihinde yapılan TBB seçiminde Metin Feyzioğlu ve listesine 159 delege oy vermiştir. Hatta yönetime iki adayını da sokmaya muvaffak olmuştur. Feyzioğlu’nu tanıyanlar ve TBB “siyasetçilerini” bilenler bilir ki bu hırs Olimpos’un sönmeyen ateşi gibidir. Bu bilgiler ışığında Feyzioğlu iktidarın TBB’den sorumlu memuru olacak ve yeniden dönmek isteyecektir. Buna karşı tüm meslektaşlarımı uyanık olmaya çağırıyorum.
Avukatlık Mesleğinin Kadinları Tbb’De Nerede?
Avukat kadınlar ülkenin en çileli mesleklerinden birisini icra ediyor. Ancak TBB’nin yönetme ve karar alma mekanizmalarında yine neredeyse yoklar. Bundan ben utandım. Umarım seçilenler de utanıp biraz düşünür. Kadın temsiliyeti delege pazarlıklarına kurban edilmesi kabul edilemez.
Yeni TBB Yönetiminin Yapması Gereken İlk İş
Geçmiş karanlık TBB döneminin gelir-gider harcamaları hakkında, bağımsız bir denetim kuruluşu vasıtası ile inceleme-denetim yaptırılarak rapor alınmalıdır. Zira genel kurulda çok sayıda delege avukat, geçmiş yönetime itimat etmemiş ve ibra etmemiştir. Geçmiş yönetimlerin harcadığı para bir nevi beytülmaldır. İçerisinde, ekonomik güçlükten canına kıyan meslektaşımızın, giderlerini zar zor karşılayan; ayakta kalmaya çalışan, umutları kırılan genç meslektaşlarımızın, avukatlık mesleğine yıllarını veren meslektaşlarımızın emekleri alın terleri vardır.
Kelebek Etkisi
Wikipedia’dan aldığımız tanıma göre kelebek etkisi: bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Edward N. Lorenz’in çalışmalarından biri olan Kaos Teorisi ile ilgilidir. Daha sonralarda hava durumu ile ilgili verdiği şu örnek ile ünlenmiştir: Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir. Farklı bir örnekle, bir kelebeğin kanat çırpması, Dünya’nın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir.
Seçilen Başkan Erinç’i ve yönetimini kutluyorum. İçten başarı da diliyorum. Ancak ben yine onları da takip edip, ürettiği olumlu işlere sonuna dek destek olacağımın, olumsuz ve yanlış işlerine de sonuna dek muhalefet edeceğimin, eleştireceğimin sözünü de buradan bildiriyorum. Umarım TBB’de yaşanan bu değişim, bir tür kelebek etkisi olur ve ülkemizde bambaşka umut veren yenilik ve gelişmelere sebep olur.