Neoliberalizme İnsan Hakları Penceresinden Bakış
Bu çalışmada neoliberalizmin kuramsal ve tarihsel arka planı ortaya koyularak, neoliberal politikaların küresel sonuçları insan hakları penceresinden değerlendirilmiştir.
Bu amaçla ilk bölümde neoliberalizmin kavramsal çerçevesi, tarihsel gelişim süreci, neoliberal politikaların üreticisi olan düşünce kuruluşları ve neoliberalizmin uygulayıcısı olan ekonomik, politik ve sivil toplum örgütleri incelenmiştir.
İkinci bölümde ise neoliberalizmin iktisadi, sosyal, politik ve çevresel etkileri değerlendirilmiştir.
Chicago Okulu’ndan Milton Friedman öncülüğünde gelişen neoliberal iktisadi anlayış, 1970’li yıllarda Ronald Reagan vasıtasıyla ABD’de, Margaret Thatcher vasıtasıyla da İngiltere’de uygulamaya konularak, sonrasında sırasıyla diğer batılı gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelere yayılmıştır.
Neoliberal düşünceden evvel iktisat dünyasına hâkim olan Keynesyen düşüncenin temelinde sosyal refah devleti ve kontrollü piyasalar hedefleri varken, neoliberal düşüncenin temelinde ise serbest piyasa kuralının iktisadın doğal, değişmez ve alternatifsiz tek kanunu olduğu görüşü yatmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı sonraki süreçte zamanla gerileyen sosyalist dünya görüşünden boşalan fikirsel alana tamamıyla neoliberal düşünceler yerleşmiş olup, politik olarak da sosyalizme karşı birlikte hareket etme işlevi görmüştür.
IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşların politik ve finansal; MPS, Davos ve Bildeberg gibi düşünce kuruluşlarının da fikirsel katkılarıyla neoliberal iktisadi politikalar tüm dünyaya, özellikle maddi sıkıntıda olan ülkelere dayatılmıştır. Ülkemizde de neoliberal politikaların 1980’li yılların sonlarından itibaren uygulanmaya başlandığı görülmektedir.
Neoliberalizmin yaygınlaşmaya başlamadığı ve henüz sosyal devlet anlayışına hâkim Keynesyenci anlayışın üstün olduğu dönemlerde imzalanmış olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi bünyesinde ve devamındaki Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde birçok ekonomik ve sosyal hak insan hakları kapsamında koruma altına alınmıştır.
Bu belgelerle paralel şekilde düzenlenmiş olan 1982 tarihli mevcut anayasamız da ekonomik ve sosyal haklara yer vermiş olup, insan haklarına bağlılığının da altını çizmiştir. Ulusal ve ulusal üstü hukuk sistemlerinde temel hak ve hürriyetlerden sayılarak insan haklarının koruma alanında oldukları kabul edilen ekonomik ve sosyal hakların hayata geçirilmesi konusunda ciddi başarısızlıklar mevcuttur.
Neoliberal politikaların tüm dünyada yaygınlaşmasının sonuçları olarak iktisadi alanda eşit olmayan gelir dağılımının ve yoksulluğun yaygınlaşmasını, işsizliğin artmasını ve refah devleti ilkesinden uzaklaşıldığını sayabiliriz. Sosyal ve politik alanda ise kadın ve çocuk emeği istismarı, plansız göç ve çarpık kentsel dönüşüm, sömürgeciliğin devamı ve şiddet olaylarının artması neoliberalizmin insan hakları açısından sonuçları olmuştur. Neoliberal politikaların geri dönüşü mümkün olmayan çevresel felaketlere de sebep olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Başka bir deyişle neoliberalizm insan hakkı olarak kabul edilebilecek her türlü hakkı kelimenin her anlamıyla yıkıma uğratmış, içini boşaltmış ve dönüştürmüştür. Ekli yazımızda anlatılan esas olarak bu yıkımın hikayesidir.
*Bu makale ilk kez https://baskamecra.com/bilim-akademi/neoliberalizme-insan-haklari-bakisi/ adresinde Mayıs 2020’de yayımlanmıştır